MADIMAK KATLİAMINI UNUTMAYALIM,UNUTTURMAYALIM!
Değerli Şehit Aileleri,
Demokratik Kitle Örgütlerimizin, Sendikalarımızın, Meslek Odalarımızın, Siyasi Partilerimizin, Yöre Derneklerimizin Temsilcileri,
Sevgili Gençler,
Değerli Halkımız,
Basınımızın Değerli Emekçileri;
BU YIL SİVAS – MADIMAK KATLİAMI’NIN 13. YILI...
Toplumların yazılı tarihi; baskıya, sömürüye, zulme ve katliamlara karşı mücadelenin tarihidir. Tarihi yaratanlarda, inandığı değerler için yaşamlarını feda edenlerdir. Bugün, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler adına sahip olduğumuz tüm değerler, bedeller ödenerek elde edilmiştir. Onun içindir ki değerlidir, önemlidir ve korunmalıdır.
2 Temmuz 1993 Sivas-Madımak Katliamı da, ülkemizde emperyalizme, faşizme ve gericiliğe karşı mücadelede yaşamlarını feda edenlerin tarihidir.
Bundan 13 yıl önce Sivas’ta gerici, şeriatçı ve faşist bir katliam yapıldı. Devletin ve güvenlik güçlerinin gözetiminde bu insanlık dışı katliam hayata geçirildi.
İnancın, bilincin ve direncin simgesi olan Pir Sultan Abdal’ı, yaşadığı yer olan Banaz’da Anmak için düzenlenen etkinliklerin, 4’üncüsünü ilk kez Sivas’ta yapmak için giden; Aydın, Yazar, Şair, Sanatçı, Ozan ve Semahçılarımızdan oluşan 33, ikisi de otel görevlisi olmak üzere 35 Canımızın, Madımak’ta yakılarak katledilişlerinin üzerinden 13 yıl geçti. Onlar, “Gelin canlar bir olalım” diyen, “Bozuk düzende sağlam çark olmaz” diyen, “Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” diyen, Pir Sultan’a yoldaş oldular. Yangında 105 Canımız da yaralı olarak kurtuldu. Bu katliam sadece ülkemiz tarihine değil, insanlık tarihine de bir kara gün, bir utanç tablosu olarak geçmiştir.
Her şey hala dün gibi belleklerimizdedir. Ne şeriatçı güruhun “Allah adına” can almaya bilenmiş hallerini unuttuk, ne de güya onları engellemekle görevli güvenlik güçlerinin nazik tavırlarını... Ne ozanlar Heykeli’nin Sivas caddelerinde sürüklenişini unuttuk, ne de yangına 20 dakika kala, otel kapısına kadar gelmişken çekip giden Tugay Komutanını unuttuk...
Ne Belediye Başkanı’nın “Gazanız Mübarek olsun” kutlamalarını, ne de itfaiye hortumların kesen itfaiye erlerini unuttuk... Ne Siyasilerin aymazlıklarını unuttuk, ne de medyanın çarpıtmalarını unuttuk...
Sivas’ı unutmadık!
Madımak’ın karanlık koridorlarındaki uzun bekleyişi, umutların tükenişini, dışarıdan gelen slogan seslerini, otelin camlarında patlayan kaldırım taşlarını, her şeyi yutup yakan o yangın anını, giderek susan Canları unutmadık...
Sivas’ı unutmak ihanettir!
Bugün bölgemizde ve ülkemizde yaşanan gelişmelere baktığımızda Sivas – Madımak Katliamı’nın anlamı daha da önem kazanmaktadır. Katliamı yaratan zihniyet bütün kadroları ile iktidara taşınmıştır.
• ABD Emperyalizmi, Büyük Ortadoğu Projesi ile bölgemizde uygulamaya koyduğu politikalarını hayata geçirmeye devam etmektedir. İşgal edilmiş olan Irak’ta halklar birbirine kırdırılmakta, İran ve Suriye de olası bir işgalin tehdidi altındadır. Ülkemizde iktidar, ABD ile olan stratejik ortaklığın gereği olarak görevini yapmakta ve tavizler vermekte, ülkemiz toprakları komşu halklara saldırıda üs olarak kullandırılmaktadır.
• İMF ve AB Politikaları doğrultusunda, halkımızın alınteriyle yaratılan değerler uluslar arası sermayeye peşkeş çekilmektedir. Bu özelleştirme kampanyası ile satılmadık alan bırakılmamaktadır.
• Eğitim, sağlık ve Genel Sağlık Sigortası yasası ile sosyal güvenlik alanındaki özelleştirmelerle nitelikli, eşit, parasız kamusal hizmet yerine, bütçen kadar hizmet dayatılmaktadır. Halkımız her geçen gün daha da yoksullaşmaktadır.
• Toplumun en dinamik ve örgütlü kesimlerine karşı sindirme ve yok etme politikaları ile örgütsüz ve sendikasız bir çalışma yaşamı dayatılmaktadır. Yeni çıkarılan Terörle Mücadele Yasaları ile demokratik mücadele ve özgürlükler alanı daraltılmaktadır.
• Anadolu Halklarının eşit, özgür birlikteliği ve kardeşliği temelinde çözülebilecek olan Kürt sorununda çözümsüzlük devam etmekte, yeniden başlayan çatışmalı ortamla ülkemiz çözümsüzlüğe sürüklenmektedir. Irkçı- faşist provokatif saldırılarla linçler yaşanmakta, ekonomik ve siyasal alanda çözümsüzlük üreten iktidar Şovenizmden medet ummaktadır. Susurluk’tan sonra Şemdinli’de halk tarafından açığa çıkartılan Gladyo ve Kontr-gerilla örgütlenmeler, “ vatansever kuvvetler”, “Atabeyler”,”Kızıl Elmacı” vb. adlarla örgütlenen üniformalı ve sivil çeteler, ülkemizi kaosa sürüklemekte ve halklarımızı birbirine düşman etmeye çalışmaktadırlar.
• Yeni yasalarla yaşamı hücreleştiren, tecridi yaşam olarak dayatan siyasi iktidar, cezaevlerinde insan onurunu hiçe sayan uygulamalarına devam etmekte, hayata dönüş vb. operasyonlarla tutuklu ve hükümlüler katledilmektedir. Tecride karşı halen sürmekte olan ölüm oruçlarında 122 insanımızın yaşamını yitirmesine karşın sorunlar çözümlenmemektedir.
• Özgür bilimin ve sanatın yaratıldığı yerler olan üniversitelerimiz de; bilim adamları, öğretim üyeleri ve öğrenciler üzerinde, gerici ve şoven baskılar devam etmektedir.
• Çağdaş, bilimsel ve demokratik eğitimden uzaklaşılmakta, zorunlu din dersleri ve uygulamalı din eğitimi ile eğitim sistemimiz dinselleştirilmektedir.
• Laik bir ülkede, devletin dini olmaz. Devlet inançlar karşısında tarafsız ve eşit mesafede olmalıdır, inanç alanına kamusal kaynak aktarılmamalıdır. Bütçesi ve personeli ile devletin en büyük kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalıdır.
Ülkemiz tarihinde çeşitli dönemlerde kitlesel katliamlar yaşanmıştır. 1 Mayıs 1977, Maraş, Çorum, Malatya, Sivas, Gazi ve Cezaevi katliamları yakın tarihimizin, tanıklığını yaptığımız katliamlarıdır. Ne yazık ki bu katliamlarda devletin güvenlik güçleri ve siyasi iktidarlar katliamlara seyirci kalmışlardır, taraf olmuşlardır. Bir süre sonrada, hiçbir şey yaşanmamış gibi unutturmaya çalışmışlardır. Bu anlayış, yeni kitlesel katliamların habercisi olmuştur. Bu anlamda, ülkemizde bir daha katliamların yaşanmaması için Madımak Oteli’nin kamulaştırılıp, Müze yapılmasını istiyoruz.
Bütün bu gelişmeler ışığında 2 Temmuz’u anmak daha da önem kazanmaktadır. 13. Yılında özgür ve demokratik bir ülke yaratmak için, Madımak’ta bedenleriyle “Ateşte Semaha Duran” Canlarımızın direnci, bilinci ve inancı mücadelemize ışık olacaktır.
Sivas Katliamı’nın ardındaki güçleri ve elebaşılarını artık biliyoruz. Bu nedenle, Sivas Katliamı’nın 13. Yılında Emperyalizme, Faşizme, Şovenizme, Şeriata ve gericiliğe karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
1 MAYIS 1977, MARAŞ, ÇORUM, GAZİ VE SİVAS KATLİAMLARINI UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ!
UNUTMAK İHANETTİR.
2 TEMMUZ 1993
Bir otelin önünde gördüm sizi
Kapkaraydı, ateşten başka ışık görmemiş yüzleriniz
Ağzınızdan yüzlerce yıllık salyalar akıyordu
Ellerinizde belediyeden size armağan kaldırım taşları
Parça parça ettiniz önce bütün camları
Ve onlarca asker, yitik yüzlerle sizi seyrediyordu
Azdıkça azıp, kudurdukça kudurdunuz
Bağnazlığın, yobazlığın doruklarındaydınız
Kustuğunuz kinden alev aldı insanlık
Benzin dökerek ateşe verdiniz
Mağara devrinden kalma çığlıklarınızla
Yaktınız, yıktınız, yok ettiniz
Bir otel dolusu aydınlık insanı
Kan bürümüştü dinbaz gözlerinizi
Yaktıkça, yok ettikçe alkışlara boğuldunuz
Çevrenizi saran katliam kardeşlerinizce
Ve onlarca asker, yitik yüzlerle sizi seyrediyordu
Sadece askerler mi?
Koskoca bir ülke seyretti sizi o gün
O gün, bugündür bu ülke
Sizi o gün seyredenlerin ülkesi değildir
Cihan DEMİRCİ
(2003)